İkinci Dünya Savaşı sırasında taraflar rakiplerinin teçhizatıyla ilgili güvenilir verileri aktif olarak araştırdılar. Bu, özellikle düşman uçaklarını inceleme fırsatı verildiğinde kesin bir taktik avantaj elde edebilecek olan hava kuvvetleri için geçerliydi. Bunun en ünlü örneği Japon A6M Zero avcı uçağıydı: Amerikan kuvvetleri, Midway muharebesinden kısa bir süre sonra bu “yenilmez” avcı uçağının bir kopyasını kurtarmayı başardı. Uçabilir duruma geri getirerek, uçağın birçok zayıf yönü olduğunu keşfettiler ve bu zayıflıkları maksimum etki için kullanan taktikler geliştirebildiler.
Avrupa cephesinde, çok sayıda Müttefik uçağının Miğfer Devletleri toprakları üzerinde uçması er yada geç orada bir yerlere zorunlu iniş yapacağı veya düşeceği, Luftwaffe’nin de Müttefik uçak enkazlarını geri kazanabileceği, üzerinde çalışabileceği ve belki de onları eski durumuna getirebileceği anlamına geliyordu.
P-51 Mustang, Luftwaffe’ye o kadar çok sorun çıkarmıştı ki, Almanlar kesinlikle uçuşa elverişli bir tane elde etmek için can atıyorlardı…
Müttefiklerin Almanya’ya yönelik hava saldırısının büyüklüğü nedeniyle, belirli sayıda savaş uçağının Luftwaffe’nin eline geçmesi kaçınılmazdı. Aslında, çatışmanın her iki tarafı da kendi topraklarına düşen tüm hasarlı düşman uçakları hakkında yoğun istihbarat gerçekleştirdi. Almanya’da Luftwaffe, düşen uçakların kurtarılmasını yaygın bir sistem haline getirdi. Onarılabilir uçaklar tekrar havaya kaldırıldı, diğerleri yedek parça kaynağı veya geri dönüşümde kullanıldı. Yakıt, yağ veya mühimmat kaynağına çevrildi. Her şey toplandı, sıralandı ve ele geçirilen uçağı işleten veya teknik istihbarat toplayan özel birimlere yönlendirildi.
Ele geçirilen uçakların en ünlü kullanıcısı, özel görevleri gizemini koruyan KG-200’dü. Ancak, ele geçirilen uçaktan en iyi şekilde yararlanacak olan kötü şöhretli KG-200 değil, daha küçük başka bir birimdi. 1943’te Hauptmann ‘Ted’ Rosarius, Reichsverteidigung (Alman hava savunması) pilotlarını Müttefik savaş uçaklarının güçlü ve zayıf yönleriyle tanıştırmaya hizmet edecek, ele geçirilen düşman uçaklarından bir Versuchsstaffel oluşturmakla görevlendirildi. Bu birim, Versuchtverband Oberkommando der Luftwaffe’nin (Luftwaffe Yüksek Komutanlığı Deneme ve Araştırma Birimi) 2. Staffel’i, ele geçirilen tüm uçakları aldı. Bunlar tamamen uçar hale getirilip test edildikten sonra, farklı cephe birimlerinde görev yaptılar. Bu olağandışı oluşum, Wanderzirkus Rosarius (Rosarius’un Gezici Sirki) olarak tanındı.
Rosarius’un Sirki tarafından test edilen uçaklariçinde P-38 Lightning’ler, en az üç P-47 Thunderbolt, Spitfire’lar, Mosquitoe’lar ve bir adet Typhoon vardı. İlginç bir şekilde, Spitfire’lardan en az biri tam değildi ve bir Bf 109’un burnu ve motoruyla yeniden donatılmıştı. Bu da onu en ilginç melez haline getirdi. Birimlere yapılan turlarda ayrıca Luftwaffe’nin pilotlarına uçağın gücünün ne olduğunu ve daha da önemlisi zayıf yönlerinin neler olduğunu göstermek için bir B-17 kullanıldı. Alman pilotlar, savunma silahlarının ateşleme kavislerinin ne olduğunu, zırh ve yakıt tanklarının nerede olduğunu inceleyerek paha biçilmez bilgiler edindiler.
Ele geçirilen uçakların hepsinin orijinal birlik işaretleri kaldırıldı. Yerine Alman Balkenkreuz haçları takıldı. Çoğu durumda, orijinal boya şeması korundu, ancak alt taraf ve kuyruk bölümü parlak RLM 04 sarıya boyandı. Luftwaffe’nin aylarca üzerinde çalıştığı ve restore ettiği uçaklara hiç bir uçaksavar silah bataryası ekibi ateş açmadı. Bu uçakları uçuran birimin kodu T9 idi.
Rosarius Sirki’nde uçan Mustang’lerin tam kimliği ve sayısıyla ilgili kaynaklar nadirdir ve genellikle güvenilirlikten yoksundur. Sirk tarafından en az iki P-51B/C ve dört adede kadar P-51D uçurulduğu görülüyor.
Almanların elinde ilk tasdik edilen Mustang’lerden biri 1944’ün başlarında “T9+CK” idi. Kökeni belirsizliğini koruyor. Uçak işgal altındaki bölgeye çok az hasarla mı indi yoksa farklı enkazlardan mı birleştirildi?
Sarıya boyanmış alt ve kuyruk bölümü ve yeni işaretleri dışında, her zamanki ABD “Olive Drab” kamuflaj desenini korudu. Kısa süre sonra Amerikan avcı uçakları kamufle olmayı bıraktı.
USAAC, Luftwaffe’yi havadan yok etmeye çalışıyordu ve uçaklarını kamufle etmeye hiç ilgi duymadı. Uçağı daha görünür hale getirmenin yanı sıra, boyanın olmaması da ağırlığı biraz azalttı ve buna bağlı olarak performansı artırdı. Böylece “T9+CK”, yeni Mustang’lerin performansına mümkün olduğunca sadık bir şekilde uyması için Olive Drab boyasından kurtuldu. Bu uçak Rechlin’de test edildi ve daha sonra 1944 yazında Hanover-Wunstorf’un dışında uçuruldu.
Maket
Tamiya North American P-51B Mustang
No: 61042
Ölçek: 1:48
Piyasaya Çıkış: 1995
Bu dioramada eski ama sorunsuz bir Tamiya kiti kullanıldı. Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilerle T9-CK renklerine boyandı ve ilgili çıkartmalar (decal) bulundu. Farklı kitlerden kalan çeşitli figürler kullanılarak orjinal fotodaki adamlara benzer bir görünüm elde edildi.
Kaynaklar:
http://mustang.gaetanmarie.com/articles/germany/germany.htm
http://www.ipmsstockholm.org/magazine/2001/12/stuff_eng_dacoba_p51b.htm
İlk yorum yapan olun